13 Mart 2015

Üç Yarışın Hikayesi

Yine BAYK Kış Trofesi, yine ilk üç ayak hikayesi bir arada, yine yeni tekne, yeni sponsor. Eski yazılardan birini alıp tarihleri değiştirsek olacak sanki ..!

foto: Ragıp Candan
İki senede bir tekne değiştirme geleneğimizi bozmadık, yeni kuzumuz MAT 1180,
yeni sponsorumuz  CFM.

Her ikisi de öncekilere göre epeyce daha iddialı.

Teknemiz "next generation" (gelecek nesil) denilen safkan bir yarış teknesi. Biliyorsunuz önceden yarıştığımız tekneler yarış-gezi amaçlı idi, gezi kısmını da dibine kadar kullanmıştık. IRC’nin safkan yarışçı teknelere kredi tanımaya başlaması ile bizim de geçiş kararı vermemiz kolaylaştı.

Sponsorumuz Cem Özdemir ise ekipte faal olarak yer alıyor, piyano görevini üstlendi. Bu ekipte gönüllü olarak yer almayı arzu etmesi nedeniyle kendisine acil şifalar diliyoruz :) Ayrıca bu yazının yazıldığı tarihten bir hafta öncesinde de BAYK Kış Trofesi’ne iki yıl süreyle sponsor oldu. Ekibimize, teknemize ve yelken camiasına verdiği destekten ötürü kendisine müteşekkiriz.

Matmazel’i gözyaşları içerisinde uğurladıktan sonra sıkı bir çalışma temposu bizi bekliyordu. Yeni teknenin üretiminin Bodrum kış trofesi 1. ayakta yarışabilecek şekilde tamamlanması gerekliydi. Bunun ne demek olduğunu kısıtlı zamanda bu işi yapmış olanlar çok iyi anlayacaklardır. Fiziken üretimin bitmesi yanında yelkenler, güverte donanımı ve halatlar, sponsor logo ve giydirmeleri, kıyafet, lojistik… yıpratıcı bir mesaj ve telefon trafiği.

1180 serisinin ilk gövdesini kullanacak olmamız nedeniyle tasarım-üretim-detay geliştirme aynı süreçte yürüdü. Tedarikçilerin organize edilmesi ve ilgili parçaların zamanında temini yoğun çalışmanın yanında hatırı sayılır bir stresi de beraberinde getirdi. Örneğin, salma torpili teknenin denize inişinden önceki akşam tersaneye teslim edildi, montajı yapıldı ve tekne TIR üzerine konuldu.

Bu esnada 1. ayağın başlamasına 1 haftadan daha az süre vardı.

Bu bir haftada tekneyi Çeşme’den suya indirmek, direği dikmek-trimlemek, çıkması kuvvetle muhtemel ufak tefek aksaklıkları gidermek, Bodrum’a transfer etmek, yelkenleri denemek zorundaydık. İmkan bulursak da yarış öncesi küçük bir antrenman yapmak istiyorduk. 

Havanın tüm muhalefetine rağmen bunları becerdik. Fırtınada direği diktik, diğer işleri dondurucu soğuk ve rüzgar altında tamamladık. Tüm ekip olarak transferde yer aldık, Sisam Adası’nda güzel bir mola bile verdik. Bunları yaparken tüm motivasyon kaynağımız Yiğit idi, tekne ilk yarışa yetişirse sakallarını kesecekti, bunu da becerdik.

Gelelim yarışlara:
İlk üç ayakta yapılan yarışlara yönetim hataları damga vurdu, özellikle son yarışta telsize sarılıp tepkisini göstermeyen kalmadı.

1.Ayak:
Yetişmek için yırtındığımız 1. ayakta 20 dakikada biten tek kollu bir pupa yarış yapılabildi.
Katılmış olduğumuz en kısa ve garip yarış!

2.Ayak:
Bu ayağa sert rüzgarda ipi -bir tekne tarafından- kesilip, sürüklenen şamandıra damgasını vurdu. Kolaylıkla kazanabileceğimiz yarıştan güzel bir ders alarak çıktık:

Yarış sonrasında rakip teknelerden bir arkadaşımız yarışın iptali için protesto vermeye gideceğini bize bildirdi. Bu durumda biz gitmeye gerek görmedik. Ancak sonradan iptal yerine sadece bir tekne için düzeltme kararı verildiğini hayretle öğrendik.

Kararı  –ve tabi sonuçları-  gördüğümüzde protesto süresi sona ermişti, komitenin kulakları isyanımıza tıkalıydı. Bu şartlar altında komitenin mağdur olan tüm teknelere kural ISAF RRS 64.2. madde uyarınca düzeltme vermesi gerekirdi. Daha doğrusu bot gelene kadar kopmuş şamandırayı dönen –biz dahil- 5 tekneye ceza vermesi gerekirdi. Düzeltme kararı son derece yanlış ve bu kararın nasıl alındığı da maalesef meçhul. Konu ile ilgili MHK na temyiz baş vurusunda bulunduk, bu işi sonuna kadar takip etmekte kararlıyız.


foto: Çiğdem Yurtsever
3.Ayak:
Bu ayağın ilk yarışında flok ile muhteşem bir trol çekme hikayemiz oldu, anlatmak lazım:

Batı yönüne orsa seyirle gidiyoruz. Hava aniden sertledi, hafif hava floğuyla yakalandık. Değiştirme kararı çıktı. Küçük bir ekip pozisyon değişikliği nedeniyle felaketler birbirini izledi. Floğu suya kaçırdık, 30 knot esen rüzgarda sadece mandar köşesinden 2 kişi tutuyoruz ve diğerleri seyrediyorlar. Yelken suyun üzerinde tam yayılı vaziyette, yük inanılmaz. Dayanamayacak duruma geldiğimizde havuzluktakiler ancak uyandılar ve balık ağı toplar gibi hep birlikte içeri aldık, bu arada yarışı da kaybettik elbette.

Bu ayağa damgasını vuran, ikinci gün hafif havada inanılması güç bir mesafeye atılan şamandıralar ve 4 turlu sosis rota idi. Yanılmıyorsam ilk tur bizim için 55 dakika sürdü. Katılmış olduğumuz en uzun şamandıra yarışı.!

Tamamlanabilse yarış parkuru toplam 25-30 mil arası olacaktı, bu Bodrum’da yaptığımız tüm coğrafi rotalardan daha uzun. Hava tahminleri günlerce önceden belli iken böyle bir parkur kurmak inanılır gibi değil. Bütün bunların üstüne binbir emekle koşulan 3,5 saat sonrasında son şamandırayı dönmeye az bir mesafe kalmışken ve rüzgar tekrar tazelemişken abandone kararı geldi. Bu hava şartlarında, bu kadar büyük bir parkurda rüzgarın, parkurun tamamı için aynı olmasını beklemek zaten mucize. Diğer teknelerden tam anlamıyla çileden çıkanlar oldu; telsizden komiteye pek çok anons yapıldı; bazı tekneler yarışın yapılabileceğini kanıtlamak için parkuru yelken seyri ile tamamladılar; kulaklar yine tıkalı! 

Bu yarışlar için az emek, zaman ve para harcamıyoruz, sadece biz değil tüm ekipler için bu geçerli.
Yarışların doğru ve adaletli düzenlenebilmesi için iyi yönetim ve planlama şart. Bu konunun ehil kişilere bırakılması taraftarıyız.

Yarışların özeti:
3 ayakta yapılan toplam 5 yarışın 2 tanesi şaibeli, 1 yarış ise keyfi kararlar ve yanlış planlama sebebiyle iptal. Yıllardır zevkle yarıştığımız BAYK kış trofesi çok daha iyisini hak ediyor. Umuyoruz ki bundan sonraki yarışlar, tüm yarışçılar ve organizatörlere eski keyifli kış trofesi günlerini geri getirir.

foto: Ragıp Candan

Tekne hazırlık döneminde ve geçtiğimiz 3 ayak boyunca bizlere bıkıp usanmadan yardım eden Burak Tüzel ve Andrea Marengo’ ya (One Sails), transfer, antrenman ve yarış desteği için Cihan Erkan’a, üç ayakta yardım ve taktik için teknemize binen ve büyük çaba sarf eden Haluk Babacan’a ve tüm projenin gerçekleşmesinde en büyük pay sahibi sponsorumuz CFM ve Cem Özdemir’e bir kez de buradan teşekkür ediyor, bizleri seven ve takip eden tüm dostlarımıza aksaklıklarla dolu bu 3 ayak sonrasında bekledikleri başarılı sonuçları bir an önce müjdelemek istiyoruz. 

Sevgi ve selamlarımızla...

***

ekleme (02.04.2015):
yukarıdaki yazımız yayınlandıktan sonra bahsettiğimiz protesto/düzeltme kararına konu olan teknedeki arkadaşlarımız bize ulaşıp yazımızdan üzüntü duyduklarını, yazımızda onları suçlayan ifadeler olduğunu düşündüklerini bize ilettiler; protesto taleplerini en başından beri, iptal için değil kendi derecelerine itiraz için vermeyi planlayarak yaptıklarını söylediler. Biz maalesef  yanlış anlamışız. Bu yanlış anlama sebebiyle de yapmamız gerekeni yapmamışız, ancak protesto komitesi de kurallar gereği  kendi üzerine düşeni yapmadı ve haksız bir derece aldık. 
Yazımızdaki ilgili bölümün amacı bu arkadaşlarımızı suçlamak, kırmak değil, protesto vermeyişimizin sebebini anlatmaktı. Yine de bu vesile ile kendilerini üzdüysek, arkadaşlık ve dostluğun bizler için de yarıştan çok önce geldiğini belirterek kendilerinden tüm samimiyetimizle özür dileriz. 



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder