Bu ayakta sizlere nihayet değişik bir şeyler anlatabileceğiz, umarım son olur :) Konumuz yarışta “denize adam düştü” !
Cumartesi: Rüzgar kuvvetli, iki yarış yapılacak, keyifliyiz. Sponsorumuz Protel’den Melike de bizimle birlikte. İlk startı çok güzel alıyoruz ama genel geri! Yenilenen startın ardından 3 tur sosis parkuru tamamlıyor ve birinci oluyoruz :)
Güzel bir start, güzel bir ilk orsa ayağı… Şamandıraya yaklaşıyoruz, son tramola ve yumuşak bir “cup” sesi geliyor. Ne olduğunu tam anlamadım, arkaya dönüp bakıyorum, suda bir kafa var. Teknede genel bir şaşkınlık, herkes birbirine bakıyor, Uluç Reis aramızda değil. Ankara’da yaşamanın etkisiyle olacak, havayı güzel bulunca suya atlamış, daha yarış bitmemişti oysa ki… Bir süre sonra uyanıyoruz, bırakalım-bırakmayalım tartışmasının ardından dönüp almaya karar veriyoruz. Ben almamak yönünde oy kullanmıştım! Olay şamandıra başında olduğu için ortalık sıkışık, döndüğümüzde otoyola ters yönden girmiş gibi oluyoruz! Neyse, kimseye çapariz vermeden kazazedeyi alıyoruz, durumu gayet iyi, ayrıca can yeleğini de denemiş oluyoruz. Bu noktada sıralamada kabaca 15. durumda olduğumuzun farkındayız, koyuvermiyoruz, tüm gücümüzle asılıyoruz.
Olmayacak şey bundan sonra oluyor, gökten yardım geliyor ve bu yarışta da paralel Toka’ya rağmen birinci oluyoruz. Uluç yarışı ıslak giysilerle tamamlayarak diyetini ödüyor. Güzel günü iyi bir akşam yemeği ile tamamlıyoruz.
Yarış sonrasında tekne yine karaya alınacak, tersane İçmeler’de, dört kişi tekneyi götürüyor, dört kişi karşılayacak. Karşılamaya gitmekte biraz gecikiyoruz, havuza girmeyip bizi beklemişler. Nedenini havuzun içini görünce anladım, Batı rüzgarı burayı cadı kazanına çevirmiş. Tekneyi çekmek ciddi macera oluyor, havuz içinde 1 metre aşağı yukarı sert hareketler, kokpite ayna tarafından giren dalgalar…
Sonuç:
- Güzel bir hafta sonu oldu, ekip memnun.
- Olumlu ve sakin kişiliği ile Andrea’yı tanımaktan mutluluk duyduk.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder